ANTALYA KUMLUCA’DA BİR Celal Yellice


ANTALYA KUMLUCA’DA BİR MÜZEBAKKAL

Hep şikayet ederiz: “çocuklarımız bizim nasıl büyüdüğümüzü, eskiden kullandığımız eşyaların adını bile bilmezler” diye.Evet, elbette zaman değişiyor ve bundan 30,40,50 sene önce kullanılan ve zamanında çok değerli olan pek çok eşya, artık işlevini ve değerini yitirmiş durumda.

Hele hele köy hayatında üretimin ve verimliliğin devamlılığı için kullanılan kara saban, orak, tırpan gibi pek çok alet, artık neredeyse hiç kullanılmıyor.

Yaşı belli bir olgunluğa gelenler için bile artık bu ve benzeri aletler çoktan, ancak dost sohbetlerinde eski günler yâd edilirken akla gelen uzak hayaller haline geldi.

Ama geçmişle gelecek arasında köprü olmayı seçenler de var aramızda.
Üşenmeden, erinmeden bakkalının raflarını eski eşyalara ayıran bir bakkalımız var mesela…

Antalya ilimizin Kumluca ilçesine bağlı Kuzca köyünün eski terzi yeni müzebakkalı Celal Yellice gibi.

Celal Yellice, 1961 yılında Kumluca ilçesine bağlı Gölcük Köyü’nde dünyaya geldi.
25 yıl Antalya’da terzilik yaptıktan sonra, Doğduğu bölgenin en büyük köylerinden birisi olan ve sahildeki vatandaşların yaz aylarında akınına uğrayan Kuzca Köyü’ne yerleşti.

15 yıldır bu köyde bakkallık yapan Celal Yellice’nin ilginç bir hobisi var:
Eski eşyaları, araç gereçleri biriktirmek ve sergilemek.
Eski radyo, deniz feneri lüks, tabak, çanak, tüfek, kılıç gibi ev ve savaş aletlerinin yanı sıra eskiden kullanılan, çarık, kaşıktan oluşan yüzlerce parça eşyasıyla adeta müzeyi andıran bakkalında halka hizmet veriyor.

Görenlerin büyük ilgiyle incelediği eski araç gereçler, özellikle turistler tarafından büyük beğeni topluyor.
12 yıldır bu eski eşyaları biriktirdiğini belirten Yellice, neden böyle bir koleksiyon sahibi olduğunu ise şöyle açıklıyor:

“Baban köyün en yoksul ailelerinden birisini çocuğuymuş. Bana anlatırdı. Eskiden arkadaşları tüfekle ava giderken, babamın tüfeği olmadığı için onları imrenerek izlermiş.
Onun bu duyguları ve yaşadıkları ilk olarak eski tüfekleri toplamamla başladı.
Daha sonra çeşitli eski eşyaları da topladım.
Param oldukça, hurdacılardan bu eşyaları alıyorum”

Köylülerin eski, kullanmadıkları eşyaları kendisine vermelerini isteyen Yellice,
“Köylüler hurda olarak yok pahasına bunları satıyorlar. Ben de Antalya, Kumluca, Bucak’taki hurdacılardan çok fazla ücretler ödeyerek almak zorunda kalıyorum.

Köylüler bu eski eşyaları satmasınlar.
Satacaklarsa ben alırım. Getirsinler burada sergileyelim. Gençlere bu eşyaların ne olduğunu, nasıl kullanıldığını anlatalım” diyor.
Geçmişine bilmeyen, geleceğini kuramaz.Geçmişimizi bireysel çabalarla bize hatırlatanlara teşekkürler…

 

Bir cevap yazın